8 Şubat 2010 Pazartesi

AVRUPA'DA BİR ZAMANLAR: OLEG SALENKO

Elif DURGUN


Yine bir dünya kupası heyecanı yaşanıyordu... Gerçek futbola pek alışık olmayan topraklarda yapılan 15. dünya kupası futbolseverlere yine çok değişik tecrübeler yaşatacaktı... Örneğin çeyrek finale yürüyen Hagi’li bir Romanya izlenecekti ya da, kupayı 4. kez, kaptan Dunga’nın ellerinde kaldıran kupanın en eğlenceli takımı Brezilya...
Ama biri daha vardı: bir maçta, üstelik bir Dünya Kupası maçında tam 5 gol birden atarak hala bir şehir efsanesi gibi anlatılan Oleg Salenko!
Bir Dünya Kupası’nda gol kralı olmak zaten zor birşeyken, bir de bir maçta 5 gol atmak ayrı bir meziyet olsa gerek...
Zenit St. Petersburg’un, Zenit Leningrad olduğu zamanlarda futbol hayatına başlayan Oleg Salenko, buradan Dinamo Kiev’e geçmiş ve kendini göstermeyi bilmiş bir futbolcuydu. Sarı-mavililerde oynarken La Liga’da tutunmaya çalışan Logrones adında bir kulüp tarafından İspanya’ya davet edildi. 93-94 sezonunu bu küçük kulübün, gol yollarındaki ilacı olarak geçiren Salenko, tam 23 kez fileleri havalandırmayı başarmıştı.
Performansının zirvesindeki golcü için şimdi sırada 15. Dünya Kupası vardı.
Sonradan Fenerbahçe forması giyecek olan Vladimir Beschastnykh, yine Türkiye’yi ziyaret edeck olan Khlestov, Popov ve Galiamin gibi isimlerle kupaya katılan iddiaasız Rusya genç sayılmayacak kadrosuyla grubunda ancak 3. olabiliyordu.
Ancak turnuvadan eli boş dönen bu takımdaki Salenko, evine bir ödül götürüyordu.
28 haziran 1994’te San Francisco Satnford Stadı’nda bir gündüz maçında bebek yüzlü bir adam Kamerun’a hiç acımadan tam 5 gol atıyordu. Salenko 4 gün önce İsveç’e penaltıdan attığı golle turnuvanın henüz başında tam 6 golle gol kralı olmayı başarmıştı.

'94 Dünya Kupası'ndan sonra ödülüyle Rus gazetelerine poz vermeye çalışırken...

Sonradan yarı final oynayan Bulgaristan’ın süper starı Stoichkov da ona yetişecekti ve ikili turnuvanın altın ayakkabı ödülünü paylaşacaktı. Rus oyuncunun bu performansı ona Valencia forması giydirdi ancak siyah beyazlılardaki performansı ne Dinamo Kiev’deki, ne Logrones’deki ne de Dünya Kupasındaki gibi oldu. Bir ara rüzgar Salenko’yu önce İskoçya’ya götürdü sonra İstanbul’a getirdi. İstanbul’da 2 sezon geçirmesine rağmen mütamadiyen yaşadığı sakatlıklar yüzünden sadece 21 maçta forma giyebildi ancak buna rağmen tam 11 gol kaydetmeyi başardı ki, bu gollerle kalitesini de ortaya koyuyordu. Sonrasında İspanya’ya Cordoba formasıyla geri dönmek istedi ama sahaya bir türlü giremedi ve son olarak Polonya’da Pogon forması giydi.


Temiz yüzüyle temiz bir futbol oynayan Oleg Anatolyevich Salenko, belki Dinamo Kiev’den sonra bürokrasiye takılmayıp İngiltere’de çalışma iznini alabilmiş olsaydı, bambaşka bir hikayesi olabilirdi.
Futbolu bıraktıktan kısa bir süre sonra Ukrayna Plaj Futbolu Takımının teknik direktörlüğünü yapan Salenko, bir süre de Ukrayna Futbol Federasyonu’nda aktif görev almıştı. Şimdi ise 2012’ye Polonya ile birlikte ev sahipliği yapacak olan ülkesi için çalışan yüzlerden biri.

Hiç yorum yok: