Elif DURGUN
Türkler olarak spor her dalında, uzağımızda kalan vatandaşlarımızı çok severiz, yani gurbetçilerimizi. “Doğduğu yer değil, doyduğu yer” felsefesi bu topraklardan çıkmış olsa bile, bir gün bu ülkeye hizmet etmelerini isteriz hep. Afrika’dan, Brezilya’dan, Balkanlar'dan isimlere de ay-yıldızlı formayı giydiririz de, bizimkiler “bizi” seçmediklerinde güceniriz.
Hele söz konusu futbol olunca, özellikle komşu kapısı yaptığımız Almanya neredeyse Türk futboluna hizmet etmektedir. Pek tabii İsviçre ve Avusturya da…
Kubilay Türkyılmaz, Murat – Hakan Yakın kardeşler, Ertan İrzik ve Mehmet Scholl… Bu isimler, bir zamanlar manşetlerden hiç düşmedi. Hatta bazısının yolu, bu sayede ülkemize düştü.
Bir de formayı terletmiş olanlar var: Yıldıray Baştürk gibi… Ya da son zamanlarda Altıntop kardeşler, ve hatta Nuri Şahin gibi. Ancak bu isimlerin yanında unuttuğumuz bir isim daha var aslında. Sempatik tavırları ve gülen yüzüyle bambaşka bir kimlik: Mustafa İzzet! Yani Birleşik Krallığın Muzzy’si…
Türkiye onun adını ilk kez 2000 yılında İngiltere Lig Kupası şampiyonu bir takımın Türk oyuncusu olarak duydu. Söylenenlere göre bu çocuk harikaydı. Nam-ı diğer Muzzy’nin marifetleri kısa sürede Türklerin dikkatini çekmişti. Ofansif yanı gerçekten de takdire değerdi… Zamanlamasıyla, çıkardığı paslarla, yaptığı asistlerle milli takıma farklı bir hava katacağı kesindi.
Mustafa İzzet, önce Mustafa Denizli tarafından bir davet aldı. Kabul edecek mi, etmeyecek mi derken birden Türk bayrağıyla zafer turu atarken karşımıza çıktı. Ve gelmez denilen Muzzy geldi. Aslında Premier Lig’de ortaya koyduğu performansla İngiltere Milli Takımı’nda da rahatlıkla oynardı ama formayı kapabilir miydi, bilinmez. O da bu sebeple Türk Milli Takımı’nda böylesine yaratıcı bir oyuncuya ihtiyaç olduğunu ve formayı terleteceğini düşünerek ay-yıldızı seçti.
Mesleki çıraklık eğitimini Chelsea’de alan Londra doğumlu bir Kıbrıs Türküydü, tıpkı Colin Kazım gibi. O zamanlarda Leicester Teknik Direktörlüğü’nü yapan Martin O’Neill’ın da göz bebeği. Hatta sezon sonunda Celtic’e giderken Mustafa İzzet’in de onunla gideceğine kesin gözüyle bakılıyordu ama olmadı.
Mustafa İzzet milli formanın arkasına sadece 'İzzet' yazdırmayı seçmişti, Kore'de ise '13' numaralı formanın sahibiydi.
Şenol Güneş de Muzzy’i milli takım kadrosuna dahil edenlerdendi.Kore’ye ay-yıldızlı forma ile gitti. Ancak turnuvada forma giyebilmek için yarı finaldeki Brezilya maçını beklemek zorundaydı.
Şimdilerde 2018 Dünya Kupası için İngiltere’nin adaylığı söz konusu, pek tabii Leicester da adı geçen şehirlerden. Tilkilerin simge isimlerinden Mustafa İzzet de adaylığa destek verenlerden. Hatta kampanyalar kapsamında geçtiğimiz haftalarda verdiği bir röportajda, “Kore’de Türkiye’yle yaşadığı Dünya Kupası heyecanını bir karnaval gibi”ydi diyerek özetlemiş.
Chelsea onu erken yaşta keşfedemeği için pişman, Türk futbolseverler ona yeterince şans tanınmadığı için kızgın, Mustafa Denizli ve Şenol Güneş ne düşünüyor bilimez ama O, yaşadığı her şeye rağmen mutlu. Bir de erken denilecek bir yaşta nükseden o sakatlığı olmasaydı. Acaba Milli Takım için seçtiği forma numarası mıydı uğursuzluk getiren?
Muzzy şimdilerde kendisi gibi bir Leicester emektarı olan Steve Walsh’la beraber kurduğu futbol akademisinde yeni yıldızlar yetiştirme peşinde.
Dünya Kupası öncesi Milli Takım kampından bir kare...
Muzzy, Leicester taraftarının gönlündeki tahttan inecek gibi görünmüyor...
Şehirde yapılan her organizasyonda hala O var. Zaten ortağı Steve Walsh'la beraber kurduğu furbol akademisinin ismi de 'Future Foxes'. Yani 'tilki' lakaplı Leicester City'e yetişirilecek yeni yetenekler...
4 Ocak 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Kıymetini bilmediğimiz oyunculardan biridir Mustafa İzzet.ingilterenin de milli takıma gelmesi için onun peşinden koştuğu sıralarda o Türk milli takımını seçerek, bugün Türklüğünden utananlara adeta ders olucak şekilde maç bitiminde sahada Türk bayrağıyla tur atmış ,hürriyet muhabirinine sarılarak sevincini kutlamıştır.euro 2000 de forma şansı bulmuş ,tekniği ,tek top oyunu ile klas futbolcu olduğunu ispatlamıştır.Bütün bunların yanında bir vefasızlık örneğidir Mustafa İzzet ,Mustafa denizli Hoca nın mili takımı bırakmasının ardından sonra gelen ersun yenal,Şenol güneş kendisine fazla ilgi göstermemiş ,grup eleme maçlarına bile çağrılmayarak bir anlamda genç yaşta milli takım kariyeri son bulmuştur.Seni unutmadık Mustafa izzet,sempatik tavrını,içtenliğini unutmayacağız.Yolun açık olsun
Yorum Gönder