
Birleşik Arap Emirliklerinin başketi Abu Dabi'de yaşayan ve serveti 1 trilyon doları bulan kraliyet ailesinin genç ve çılgın üyesi Süleyman El Fahim, "zenginler kulübü" Premier Lig'e, gerçek zenginliğin ne olduğunu göstermeye gidiyordu. Ya da başka bir deyişle 2003 yılından bu yana Chelsea ile istediği futbolcuyu alıp, istediğini gönderen istediği teknik adamla çalışıp, istemediği teknik adamı yollayan Abramoviç'e bu işin nasıl çılgın boyutlara taşınabileceğini öğretmeye...
Tayland eski başbakanı Thaksin Shinawatra'nın, İngiltere'nin köklü kulüplerinden Manchester City'i El Fahim'e satmasıyla, futbol dünyası birçok farklı flaş gelişmeyle karşı karşıya kalacağa benziyordu. Çünkü satışın üzerinden henüz saatler geçmişti ki, Real Madrid'in sorunlu yıldızı Robinho, 42 milyon euro'ya adanın yolunu tuttu.

El Fahim'in futbola olan ilgisinin resmiyete ilk dökülüşü aslında İtalyan futbol kulübü Inter ile kurduğu ortaklık ile başlamıştı. Arap iş adamı anavatanında da futbola yatırım yapmış ve Inter ile birlikte Abu Dabi'de bir futbol okulu açmıştı.
Ancak bu son girişimle Süleyman El Fahim'in futbol dünyasındaki etkinliği farklı bir boyut alacak gibi, çünkü fahim bu işi biraz da adını tüm dünyaya duyurmak için yapıyor. En azından ard arda yaptığı açıklamalar futbolseverler arasında bu izlenimi bıraktı.
Bakın dünyanın en zengin adamı kulübü satın aldıktan sonra neler söyledi!
"Dünyanın en iyi takımını kuracağım. Bu yıl ilk dörde girer, ikinci yıl şampiyon olur, ondan sonraki yıl da Şampiyonlar Ligi'ni kazanırız. Bunları yapmak için de biraz para harcamak lazım. Ortalama değeri 60 milyon dolar olan 18 oyuncuyu kadromuza katmayı düşünüyorum. Abramoviç'i 10'la çarpın, benim elimdeki servete ulaşırsınız"

Abramoviç de bunun altında kalmayarak maçlara Arap kıyafetleriyle geleceğini söyledi...
Tüm bu yaşananlar bir komedi filmi mi? Eğer öyleyse giderek bir korku filmine mi dönüşüyor?
Aslında bu gelişmelerle birlikte futbolseverlerin aklına bir çok soru da geliyor!
İngiltere'nin 128 yıllık köklü kulübünün bir Arap şeyhi'nin eline geçmesi futbol dünyasına nasıl yön verecek?
Bu Arap şeyhi İngiltere'de 4 büyük kulübün domine ettiği ligin hakimiyetini Manchester City ile kırmak isterken diğer Avrupa kulüpleri hayatlarını nasıl sürdürecek?
Değerleri 10 milyon dolarları bulan tam 11 oyuncuya karşı nasıl mücadele edecekler?
Avrupa futbola doyduğu için mi, kulüpler bu duruma geliyor? Futbol dünyası nereye gidiyor?
Peki ben hem futbolsever hem de Türk olarak rahat rahat oturabilir miyim? “Çok şükür böyle şeyler bizlere çok uzak” diye... Yoksa içimizdeki “Araplar” çoktan bu işlere başladılar mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder