25 Mart 2009 Çarşamba

HAVAYA GİRMELİ

Elif DURGUN

Avrupalılar olarak yaşlı kıtayı bir oraya bir buraya sallayan, hop oturtup hop kaldıran bir şampiyonayı geride bıraktık. Euro 2008'in tadı damağımızda biraz daha kalmışken, şimdi bütün dünya, 2010 Dünya Kupası'na hazırlanıyoruz. Avrupa kıtasında gruplardaki 5. ve 6. maçları oynanmak üzere.
Tamam liglerin tadı başka, onlar uzun bir maraton, başı sonu belli değil, sürprizlerle dolu hep... Tamam Şampiyonlar Ligi'de başka hatta bambaşka... Ama uluslararası organizasyonlar 4 yılda bir düzenlendiğinden midir nedir gerçekten çok başka... Dünyanın her kıtasına dağılmış yıldızlar, bu organizasyonlarda bir araya geliyor. Örneğin Barcelona'dan Messi, Manchester United'dan Tevez ya da Madrid'den Aguero... Hepsi bir arada, rüya gibi. Ya da hem Arda'ya hem Tuncay'a hem de Nihat'a sahip bir Türkiye...
Benim heyecanım milli maçlarda her zaman daha başka olur. Çünkü bana göre futbolun özündeki güzelliği en çok bu maçlarda belli olur. Kavgası gürültüsü çok yoktur, eğlencesi boldur.
Bu aralar heyecanımı maçlara çok az bir süre kala, dünyanın dört bir yanından gelen kamp fotograflarıyla bastırmaya çalışıyorum, yüzümün gülümsediğini hissedip, futbolu bir kez daha ne kadar çok sevdiğimi anlıyorum.

Almanya Milli Takım otobüsü kamp yerine doğru hareket etmek üzere… Ama o da ne? Otobüsün lastiği patlamış olabilir mi? Çünkü Lukas Podolski’nin yüzündeki bu sıkılmış ifade ancak bu şekilde açıklanabilir. Golcü oyuncu, otobüsün şöförü moduna girmiş gibi gözüküyor.

Fransa’nın esmer vatandaşlarından Steve Mandanda, Gregory Coupet’nin milli takıma 'zorunlu' vedasından sonra kaleyi devralan isim oldu. 2010 Dünya Kupası’na doğru hazırlanırken yanında bir başka genç arkadaşı Hugo Lloris de olacak. Fransa’nın taze kanları sahalardan önce forma tanıtımı sebebiyle podyumda boy göstediler.
Bu kez fotografta bir başka takımın asil ve yedek kalecileri bulunmakta… Takımın iki kalecisi anlaşılan üzere muhabbetteler. De Sanctis Türkiye’de olan biteni mi anlatıyor? Buffon’un bu hafif alaycı tarzı da bu yüzden mi? Belki de bambaşka; Buffon sakın De Sanctis’e “kaleyi benden kolay kolay alabileceğini mi sandın” diyor olmasın?

Fernando “El Nino” Torres’in antreman sırasında verdiği bu görüntüler Türkiye’ye bir gözdağı olabilir mi? “Topa her şekilde vurabilirim” gibisinden…

İşte Portekiz'in deyim yerindeyse iki 'kanka' oyuncusu, Manchester'da yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen iki arkadaş, milli takım kampında da gırgırın dibine vurmuşlar. Yalnız kaleci Daniel Fernandes olanları pek anlayamamış gibi.

İspanya Milli Takımı'ndan bir kamp fotografı daha... Las Rozas'da bir antreman arası ve İspanyol futbolcular onları ziyarete gelen 'down sendromlu' çocuklarla birlikte hatıra fotografına poz vermekte...

Hiç yorum yok: