
Her geçen yıl İngiliz kulüplerinin bu özel ligdeki baskınlığı artar oldu, kimilerinin canı bu işe fena halde sıkılsa da, ben “adamlar bunu hakediyor, abi” diyen kısımdayım. Şampiyonlar Ligi’ne kesinlikle çok renk katıyorlar.
Pei adamlar ne yapıyor da bunu sonuna kadar hakediyor sizce? Örneğin Manchester United?
Evet İngiltere’deki lig sisteminde, “first class lig” Premier Lig sisteminde yabancı sınırlaması yok bilinen üzere. Ve geleneklerine bağlı birkaç istisna takım haricinde çoğunun kadrosundaki İngiliz oyuncu sayısı bir elin 5 belki 3 parmağını geçmiyor. Bu sistem lig de pek sıkıntı yaratmasa da, Milli Takımlara etkisi hayli büyük oldu ki, Capello ile mazisindeki atak futbola geri dönen İngiltere, Capello’dan önce, kuruyan “yetişmiş ve tecrübeli yerli futbolcu kaynağından” yararlanamamış ve kayıpları oynamıştı.
Peki kulüp düzeyinde neden bu kadar başarılılar? Evet, kabul ediyoruz, çok paraları var, istedikleri yıldızları “Ada’lı” yapabilecek konumdalar, önerdikleri kontratlarda sıfırlar bol! Ama bu kadarla değil herşey. Dünya futbolunda da hatrı sayılır “tecrübeli” İngiliz futbolcuları hariç hımbıl, kafasına göre oynayan ve günümüz futbol entellektüelitesine sahip hiçbir futbolcuyu maalesef aralarına almıyorlar. İşlerini genç ve aydınlık adamlarla ya da medyatik tabiriyle parlayan yıldızlarla görüyorlar.
“Kardeşim adamların her yerde adamları var, bulup çıkarıyorlar işte” diye düşünüyoruz ya bazen, işte o iş pek öyle değil. Kaldı ki gerçekten genç bir yıldızı henüz 15-16 yaşlarında kulübe getirip forma vermek de her baba yiğidin harcı değil. Türkiye maalesef yıldızları parlamak üzereyken söndüren ve onları parlatmak yerine, yerin dibine sokan kulüplerle dolu.
Sözün özü, tabi ki Manchester United her sene finali ya da yarı finali görecek. Onlar görmeyecek de Fenerbahçe mi görecek? Bir kere bu “ilahi adalet” sistemine de aykırı.
Sadece Cristiano Ronaldo’yla bitmiyor maalesef. 20. yılını doldurmuş bir teknik direktöre, takımını yaşam biçimi haline getirmiş olan bir taraftar topluluğuna ve inanılmaz çapta bir tesisleşmeye sahipler evet! Ama bunun yanında başka güzel işler de yapıyorlar.

Manchester United, Sir Alex Ferguson’un da müthiş futbol dehası ve sevgisiyle -kuşkusuz- her yıl rutin olarak birşey daha yapıyor: Manchester United Premier Cup. Herkes lig tatilinin tadını çıkarırken, O ve yardımcıları Güney Amerika’nın genç ve yetenekli ayaklarından kurulu takımları Ada’ya davet ediyor ve onlara stadlarını, tesislerini açıyor.
Bu tabi ki bir parçada yetenek avı için uygun bir organizasyon haline geliyor. Her yıl düzenlenen bu turnuvaya yüzlerce kilometre öteden onlarca genç yetenek geliyor. Örneğin Brezilya’da varlığını sürdüren bir kulüp altyapısındaki gençlerden kurulu bir takımla buraya geliyor, turnuva usülü yapılan maçlara katılıyor.


Aslına bakarsanız onların yaptıkları bu önemli icraatı tabi ki bizdeki sisteme oturtmak, oturtmaya çalışmak zor olur. Yabancı futbolcu hususunda kriterlerimiz uyuşmuyor bilinen üzere, ama en azından bizim memleketin çocukları için... şık olmaz mıydı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder